2023 | İstanbul Ergoterapi ve Dil Konuşma Merkezi
3 Kasım 2023 Yazar admin 0 Yorum

Duyu Bütünleme Problemleri Dil Gelişimini Nasıl Etkiler?

Duyu Bütünleme Problemleri Dil Gelişimini Nasıl Etkiler yazımıza geçmeden önce buradaki yazımızda duyu bütünlemenin ne olduğunu açıklamıştık. Tekrardan basit bir dille söylemek gerekirse duyu bütünleme problemleri çocukların çevresiyle etkileşime geçerken yaşadığı zorlukları ifade eder. Bu tür problemler, dil gelişimi üzerinde önemli etkilere sahiptir.

Duyusal uyaranları düzgün bir şekilde işleyemeyen çocuklar, dil becerilerini geliştirmekte çeşitli zorluklarla karşılaşabilmektedirler.

Duyu bütünleme problemleri olan çocuklar konuşulan dilin seslerini doğru bir şekilde ayırt etmekte güçlük çekerler. Kelime ve harfler arasındaki farklılıkları anlamakta zorlanabilirler. Bu durum, kelime dağarcığının sınırlı olmasına ve ifade yeteneğinin az olmasına yol açabilmektedir.

Ayrıca, duyusal uyaranları iyi ayrıştıramayan çocuklar, dilin anlamını ve yapısını anlamada sorun yaşarlar. Başka bir deyişle cümlelerdeki karmaşık yapıları kavramakta zorlanır veya dilbilgisi kurallarını uygulamada güçlük çekebilirler. Bu da iletişim becerilerinin gelişimini olumsuz yönde etkiler.

Duyu bütünleme problemleri aynı zamanda çocukların kelime dağarcığını ve ifade edici dil becerilerini etkileyebilmektedir. Örneğin, bazı çocuklar duyusal uyaranlara aşırı tepki verebilirken diğerleri ise yetersiz tepki gösterir. Bu durum, kelime ve cümle oluşturma sürecini etkileyerek dil gelişimini olumsuz yönde etkiler.

Duyu bütünleme problemleri olan çocukların sosyal iletişim becerileri de etkilenebilmektedir.

Duyusal uyaranları doğru bir şekilde anlamlandıramayan çocuklar, duygusal ifadeleri, beden dilini veya jestleri yanlış yorumlayabilirler. Bu da başkalarıyla etkileşimde zorluk yaşamalarına ve iletişim becerilerinin gelişiminde gerilik göstermelerine neden olur.

Duyu bütünleme bozukluğuyla karşılaşan çocuklar için erken müdahale ve uygun terapi yöntemleri son derece önemlidir. Böylece, dil becerilerini geliştirmeleri ve iletişim yeteneklerini artırmaları sağlanabilir. İstanbul Ergoterapi ve Dil Konuşma Merkezi olarak bünyemizdeki Uzman Ergoterapistler ve Konuşma Terapistleriyle erken tanı, erken müdahale prensibiyle ilerlemekteyiz. Çocuğunuz için duyu bütünleme değerlendirmesi almak için 0542 318 3171 numaralı hattan bizlere ulaşabilirsiniz.

Duyu Bütünleme Problemleri: Dil Gelişimindeki Gizli Tehlike

Dil gelişimi çocukların büyüme ve öğrenme sürecinde kritik bir rol oynar. Ancak, bazı çocuklar dil becerilerini edinirken zorluklar yaşayabilmektedir. Bu zorluklar arasında duyu bütünleme problemleri önemli bir yer tutar. Duyu bütünleme, vücudumuzun aldığı duyusal bilgileri işleyebilme yeteneğidir. Bu beceri, çocuğun dünyayı anlamasına, dikkatini toplamasına ve dil gelişimini desteklemesine yardımcı olur.

Duyu bütünleme, vücudumuzun aldığı duyusal bilgileri işleyebilme yeteneğidir.
Duyu bütünleme, vücudumuzun aldığı duyusal bilgileri işleyebilme yeteneğidir.

Duyu bütünleme problemleri olan çocuklar, çevresel uyarıcılara tepki vermede güçlük çekerler. Örneğin, bir sesin kaynağını doğru bir şekilde tespit etmekte zorlanabilirler veya dokunsal uyaranlara aşırı duyarlılık gösterebilirler. Bu durum, dil gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir çünkü çocuklar, yanlış algılamalardan dolayı konuşma ve anlama becerilerini sınırlayabilirler.

Duyu bütünleme problemleri olan çocuklar için erken tanı ve müdahale önemlidir. Uygun terapi programları, çocukların dil gelişimini destekler ve bu sorunları aşmalarına yardımcı olur. Örneğin, Ergoterapist eşliğinde yapılacak aktivitelerle çocuğun duyusal uyarıcılara karşı uyumunu kolaylaştırılır. Bunun neticesinde sesleri ve kelimeleri tanıması daha kolay hale gelir ve dil-iletişim becerilerinde iyileşme görülür.

Bu problemlerin farkında olmak, ebeveynlerin çocuklarına daha iyi destek sağlamalarına yardımcı olur. Ayrıca, okul sistemlerinin duyu bütünleme problemleri olan çocukları anlamaları ve onlara uygun öğrenme ortamları sunmaları önemlidir. İlgili uzmanlarla işbirliği yaparak çocuklara bireysel olarak uyarlanmış terapi planları oluşturulabilir.

Duyu bütünleme problemleri dil gelişimi için gizli bir tehlikedir. Bu sorunlar, çocukların doğru şekilde iletişim kurmasını ve çevresel bilgileri anlamasını zorlaştırır. Ancak, erken tanı ve uygun müdahale ile çocuklara yardım edilebilir. Ebeveynler, eğitimciler ve uzmanlar arasındaki iş birliği çocukların dil becerilerini geliştirmelerine ve potansiyellerini ortaya çıkarmalarına yardımcı olur.

Çocukların Dil Becerilerinin Gelişmesini Engelleyen Duyu Bütünleme Sorunları

Çocukların dil becerileri, sosyal etkileşimlerde bulunmaları, okuma ve yazma yeteneklerini geliştirmeleri ve iletişim kurabilmeleri için hayati önem taşır. Ancak bazı çocuklar, dil becerilerinin gelişiminde zorluklar yaşayabilir. Dil gelişimini engelleyen zorluklardan biri de duyu bütünleme sorunlarıdır.

Duyu bütünleme bozukluğu, çocukların beyinlerinin uyaranları doğru bir şekilde işlememesine neden olan nörolojik bir bozukluktur. Bu durumda, çocuklar sesleri, dokunmayı, tatları veya kokuları normalden farklı bir şekilde algılayabilirler. Bu da dil becerilerinin gelişimini olumsuz etkileyebilir.

Örneğin, bir çocuk duyu bütünleme sorunu yaşıyorsa konuşulan kelimeleri-seslerini doğru bir şekilde ayırt etmekte zorlanır. Sözcükleri yanlış telaffuz edebilir veya cümleleri anlamlandırmakta güçlük çekebilir. Ayrıca, dokunsal duyu bütünleme sorunu olan bir çocuk, nesneleri tanımada veya yazma becerilerini geliştirmede sorunlar yaşayabilmektedir.

Bu sorunlarla başa çıkmak için terapi ve teknikler mevcuttur, çözülemez bir durum değildir. Örneğin, Ergoterapist ve Dil Terapistleri çocuklara duyusal uyarıcılarla çalışarak kelime dağarcığını ve iletişim becerilerini geliştirebilirler. İstanbul Ergoterapi ve Dil Konuşma Merkezinde duyu bütünleme sorunu olan çocuklar için özel olarak tasarlanmış aktiviteler ve materyaller kullanılmaktadır. Bu aktiviteler çocukların farklı duyusal uyaranları deneyimlemelerini sağlayarak dil becerilerinin gelişimine katkı sağlamaktadır.

Duyu bütünleme sorunları çocukların dil becerilerini olumsuz yönde etkilemektedir. Ancak erken teşhis ve uygun müdahale ile bu sorunların üstesinden gelinebilir. Uzman kişilerden alınacak Dil Terapisi ve Duyu Bütünleme Terapisi ile desteklenen çocuklar, daha iyi iletişim kurma ve dil becerilerini geliştirme şansına sahip olmaktadırlar. Uzman Ergoterapist Emre SAVAŞ’a ulaşmak ve değerlendirme talep etmek için 0542 318 3171 nolu cep telefonunu arayabilirsiniz.

Neden Bazı Çocuklar Konuşma Becerilerini Geliştiremiyor?

Çocukların konuşma becerilerini geliştirme süreci her birey için farklılık göstermektedir. Bazı çocuklar bu alanda zorluklar yaşayabilir ve konuşma becerilerini normatif düzeye getiremeyebilirler. Bu durumun arkasında, duyu bütünleme etkisinin önemli bir rol oynadığı bilinmektedir.

Duyu bütünleme, çocukların çevreleriyle etkileşim halindeyken aldıkları duyusal bilgilerin işlenmesi ve uygun şekilde tepki verilmesidir. Örneğin, işitme duyusu üzerinden gelen sesleri tanıma ve anlamlandırma, dokunma duyusuyla nesneleri hissetme, görsel uyaranları algılama gibi beceriler duyu bütünleme sürecinde yer alır. Bu süreç, çocuğun beyin ve sinir sisteminin gelişimi için kritik öneme sahiptir.

Bazı çocuklar, duyu bütünleme sorunları yaşayabilir ve çevresinden gelen duyusal bilgileri doğru bir şekilde işleyememektedir. Bu durum, konuşma becerilerinin gelişimini olumsuz etkiler. Örneğin, çocuk bazı sesleri ayırt edemeyebilir, nesneleri dokunarak tanıyamayabilir veya görsel bilgileri yeterince algılayamayabilir. Bu da kelime dağarcığının sınırlı kalmasına, anlam karmaşasına ve iletişim becerilerinin gerilemesine neden olmaktadır.

Duyu bütünleme sorunlarına sahip çocukların konuşma becerilerini geliştirmeleri için erken müdahale çok önemlidir.

Duyu bütünleme bozukluğu olan çocuklar, uygun müdahalelerle desteklenerek konuşma becerilerini ilerletebilirler. Erken teşhis ve terapi süreci, çocuğun iletişim becerilerini güçlendirmede büyük öneme sahiptir.

Dil Gelişimi ve Duyu Bütünleme Arasındaki Bağlantıyı Anlamak

Dil gelişimi ve duyu bütünleme arasında güçlü bir bağlantı bulunmaktadır. Çocukların dil becerilerini geliştirmeleri, çevrelerinden aldıkları bilgileri doğru bir şekilde algılayabilmelerine bağlıdır. Bu nedenle, duyu bütünleme becerilerinin sağlıklı bir şekilde işlemesi, dil edinim sürecini etkileyen önemli bir faktördür.

Dil gelişimi, bir bireyin konuşma, anlama, okuma ve yazma becerilerini içerir. İnsanlar, dili algılayarak ve işleyerek anlamlı iletişim kurarlar. Ancak, bu süreç doğru bir şekilde gerçekleşmezse, dil becerilerinde sorunlar ortaya çıkarır. İşte burada duyu bütünleme devreye girer.

Duyu bütünleme, sinir sistemi aracılığıyla vücudun çevreye verdiği tepkileri algılama ve işleme yeteneğidir. Duyusal bilgiyi algılamak için sekiz duyumuz bulunmaktadır. Bunlar Görme Duyusu, İşitme Duyusu, Dokunma (taktil) duyusu, Koklama Duyusu, Tat duyusu, Vestibüler duyu, Propriosepsiyon duyu ve İnteroception duyudr . Çocukların doğru bir şekilde duyu bilgisini işlememeleri, dil gelişimini olumsuz etkileyebilmekdir. Örneğin, işitsel işlemleme bozukluğuna sahip olan bir çocuk, doğru bir şekilde konuşma seslerini duyamaz ve bu da dil öğrenimi sürecini zorlaştırır.

Dil ve duyu bütünleme arasındaki bağlantı, beynin farklı bölgeleri arasında gerçekleşen karmaşık bir etkileşim ile sağlanır. Dil becerilerinin gelişimi için beynin işitsel alanı ile dil üretim alanı arasındaki iletişimin sağlıklı olması gerekmektedir. Bu iletişim, dil becerilerini kontrol eden sinirsel devrelerin düzgün çalışmasını sağlar.

Çocukların dil gelişimi ve duyu bütünleme arasındaki bağlantıyı anlamak, dil bozuklukları olan çocuklara daha iyi müdahale edilmesini sağlar. Uzman Dil ve Konuşma Terapistlerimiz dil becerilerini geliştirmek için duyu bütünlemeyi de hedefleyen terapi yöntemleri kullanmaktadır. Bu terapiler, çocukların duyu bilgisini doğru bir şekilde işlemelerini sağlayarak dil becerilerini destekler.

Dil gelişimi ve duyu bütünleme arasında güçlü bir ilişki vardır. Duyusal bilgileri doğru bir şekilde işleyemeyen çocuklar, dil becerilerinde sorunlar yaşar. Dolayısıyla, dil gelişimi için duyu bütünleme becerilerinin sağlıklı bir şekilde işlemesi önemlidir. Bu bağlantıyı anlamak, dil bozuklukları olan çocuklar için etkili ve uygun müdahalelerin geliştirilmesine yardımcı olur.

3 Kasım 2023 Yazar admin 0 Yorum

Duyu Bütünleme Ne İşe Yarar?

Duyu Bütünleme Nedir?

Duyu Bütünleme Ne İşe Yarar? sorusu sormadan önce öğrenmemiz gereken bir kavram var “Duyu Bütünleme” gelen birlikte önce bu kavram üzerine gidelim. Duyu bütünleme, algıladığımız duyusal bilgilerin beynimizde birleştirilerek anlam kazanmasını sağlayan bir süreçtir. Bu süreç, duyusal uyaranların (Görme Duyusu, İşitme Duyusu, Dokunma (taktil) duyusu, Koklama Duyusu, Tat duyusu, Vestibüler duyu, Propriosepsiyon, İnteroception) beyindeki farklı bölgelerdeki bilgilere dönüştürülmesini ve bu bilgilerin bir araya getirilerek zenginleştirilmesini içerir. Duyu bütünleme, çevreden gelen bilgilerin daha iyi anlaşılmasını ve uygun tepkilerin verilmesini sağlar.

Duyu Bütünleme Ne İşe Yarar? sorusuna yanıt bulduğunuzda çocuklarınızın ihtiyaçları sizin için daha anlaşır olacaktır.

Duyu bütünleme, çocuğun çevresinde olup bitenleri algılama ve anlamlandırma yeteneğini etkiler. Örneğin, bir çocuk bir şarkı dinlerken sadece sesi duymakla kalmaz, aynı zamanda müziği algılar, ritmi hisseder ve sözlere anlam yükler. Duyu bütünleme sayesinde gördüğümüz nesnelerin şekillerini tanır, dokunduğumuz bir cismin sıcak veya soğuk olduğunu hissederiz.

Duyu Bütünleme ve Çocuk

Duyu bütünleme, özellikle çocukların gelişiminde önemlidir. Çünkü çocuklar çevreden gelen duyusal uyaranları anlamlandırmak için henüz tam olarak gelişmemiş bir sinir sistemiyle karşı karşıyadır. Duyu bütünleme becerileri, çocukların öğrenme, sosyal etkileşimler ve günlük yaşam aktivitelerinde başarılı olmalarını sağlar.

Duyu bütünleme terapisi, duyusal işleme bozukluğu olan bireylere yardımcı olmak amacıyla kullanılan bir terapi yöntemidir. Bu terapi, ergoterapistler tarafından uygulanır. Duyu bütünleme terapisi, duyusal uyaranları daha etkin bir şekilde işlemek ve düzenlemek için çeşitli aktiviteler içerir. Böylece, duyusal uyaranlara verilen tepkilerin kontrolü sağlanarak günlük yaşam aktivitelerinde daha bağımsız olunabilir.

Temel olarak duyu bütünleme algıladığımız duyusal bilgilerin beyinde birleştirilerek anlamlı hale getirildiği bir süreçtir. Bu süreç çevremizdeki dünyayı anlama ve tepki verme yeteneğimizi etkiler. Duyu bütünleme, özellikle çocukların gelişimi için önemlidir ve duyusal işlemleme bozukluğu olan bireylere destek olmak için kullanılan terapi yöntemlerinden biridir. Çocuğunuzun duyu bütünleme terapisine ihtiyaç duyduğunu düşünüyorsanız 0542 318 31 71 numaralı cep telefonundan ulaşarak randevu alabilirsiniz.

Duyu Bütünleme: Beynin Gizemli Senfoni Orkestrası

Beynimiz, karmaşık bir senfoni orkestrasına benzer. Çeşitli duyusal bilgileri toplayan ve birleştiren bu gizemli organda, duyu bütünleme süreci gerçekleşir. Duyu bütünleme, sekiz duyudan(Görme Duyusu, İşitme Duyusu, Dokunma (taktil) duyusu, Koklama Duyusu, Tat duyusu, Vestibüler duyu, Propriosepsiyon, İnteroception) aldığımız bilgilerin beyinde bir araya getirilerek anlamlandırılmasını sağlar. Bu süreç, beyin tarafından otomatik olarak gerçekleştirilir ve bize dünyayı algılamamızda yardımcı olur.

Her gün yüzlerce uyaranla karşılaşırız: güneşin sıcaklığı tenimize değdiğinde, kuşların melodilerini duyduğumuzda veya nefis bir yemeğin tadını aldığımızda. İşte bu noktada, duyu bütünleme devreye girer ve beyin farklı duyusal bilgileri birleştirerek olayları tam anlamıyla deneyimlememizi sağlar.

Örneğin, bir nesneyi elinizle tuttuğunuzda, dokunma duyunuz onun şeklini, sertliğini ve pürüzlülüğünü algılar. Ancak aynı zamanda gözleriniz de bu nesneyi görür ve buna ilişkin bilgileri beyne ileterek görme duyunuzu da devreye sokar. Beyin, bu iki farklı duyusal bilgiyi birleştirerek nesnenin ne olduğunu kavrar ve size tam bir deneyim sunar.

Duyu bütünleme süreci, beyinde karmaşık bir etkileşim gerektirir. Farklı bölgeler arasında bilgi alışverişi gerçekleşir ve bu beynin olağanüstü iş birliğiyle mümkün olur. Bazen duyu bütünleme sürecinde aksaklıklar yaşanabilir. Örneğin, sinestezi adı verilen bir durumda, bir duyusal uyaranın başka bir duyusal algıyla ilişkilendirilmesi söz konusudur. Bir kişi, harfleri renklerle bağdaştırabilir veya müzik duyduğunda renkleri görebilir.

Duyu bütünleme, beyin ve duyusal sistemlerimizin muhteşem bir işbirliğiyle gerçekleştirdiği bir fenomendir. Her an çevremizdeki uyaranları algılamamızı sağlar ve dünyayı anlamlandırmamıza yardımcı olur. Beynin gizemli senfoni orkestrası gibi, duyu bütünleme süreci de mükemmel bir uyum içinde çalışarak bizlere benzersiz deneyimler sunar.

Duyu Bütünlemenin Sırrı

Duyu bütünleme, insan beyninin farklı duyusal bilgileri bir araya getirme yeteneğidir ve son zamanlarda bu konu üzerinde yapılan araştırmalar büyük ilgi uyandırmaktadır. Beynimizin karmaşık işleyişini anlamak için bilim insanları, duyu bütünleme sürecindeki sırları çözmeye çalışmaktadır.

Duyu bütünleme, sekiz duyumuzun (Görme Duyusu, İşitme Duyusu, Dokunma (taktil) duyusu, Koklama Duyusu, Tat duyusu, Vestibüler duyu, Propriosepsiyon, İnteroception) birlikte çalışarak algıladığımız dünyayı nasıl oluşturduğunu açıklamaya yardımcı olur. Araştırmalar, beynin farklı bölgelerinin duyusal bilgileri birleştirerek daha bütünsel bir deneyim sunmak için iş birliği yaptığını göstermektedir. Örneğin, bir nesneyi gördüğümüzde, beynimiz görme, dokunma ve hatta işitme bilgilerini birleştirerek o nesnenin tam olarak nasıl hissedildiğini tahmin eder.

Özellikle nörogelişimsel bozukluğa (Otizm gibi) sahip olan bireylerde duyu bütünleme sorunları ortaya çıkabilmektedir. Yapılan çalışmalar beynin plastisitesi sayesinde duyu bütünleme yeteneğinin geliştirilebileceğini göstermektedir.

Zihinsel Süpergüç: Duyu Bütünlemeyle Algıyı Yeniden Şekillendirme

Duyu bütünleme, insan algısının sınırlarını zorlayan ve olağanüstü bir süpergüç olarak kabul edilen bir fenomendir. Bu yetenek, sekiz duyumuz aracılığıyla gelen bilgileri entegre etmek ve daha derin, kapsamlı bir deneyim elde etmek anlamına gelir. Duyu bütünleme, algılarımızı birleştirerek dünyayı daha zengin ve anlamlı hale getiren bir yol sunar.

Çocuklarımıza bu süpergücü kullanması için farkındalık geliştirmeleri sağlayabiliriz. Zihni açık tutarak, çevresindeki sesleri, kokuları, dokuları ve tatları aktif bir şekilde fark etmesini sağlamalıyız. Mesela, yemeğin tadına odaklanırken, sadece hissettiği tatlara değil, aynı zamanda yiyeceğin doku ve kokusunu da deneyimletebilirsiniz. Bu çocuğun yemekle ilgili daha fazla ayrıntıyı keşfetme ve tadın keyfini çıkarma imkanı verir.

Duyu bütünleme duyuların birbirini tamamlayıcı şekilde çalışmasını gerektirir. Örneğin, müzik dinlerken sadece sesi duymakla kalmayız, aynı zamanda ritmi hisseder ve melodiyi algılarız. Gördüğümüz bir manzarayı değerlendirirken renklerin yanı sıra şekil, derinlik ve perspektif gibi görsel unsurları da dikkate alırız. Bu sayede deneyimlerimiz daha zengin, karmaşık ve anlamlı hale gelir.

Duyu bütünlemen süper gücüyle çocukların algıları yeniden şekillendirebilir ve dünyayı daha derinden deneyimlemelerini sağlayabiliriz. Duyular aracılığıyla gelen bilgileri birleştirerek zihinsel kapasiteyi genişletebilir ve olağanüstü bir algısal deneyim elde edebiliriz. Duyu bütünleme, çocukların kendilerine ve çevrelerine olan farkındalıklarını artırırken onların hayatına bir doz büyülü bir dokunuş katar.

3 Kasım 2023 Yazar admin 0 Yorum

Çocuğum Her Şeyi Anlıyor ama Konuşamıyor

Çocuğum Her Şeyi Anlıyor ama Konuşamıyor durumu erkek çocuklarda ve daha çok tek çocuk olarak aileye katılan erkek çocuklarda sık görülen bir dil geriliğidir. Çocuk 4 yaşına geliyor ama tıpkı bebek gibi konuşuyor, konuşması hiç anlaşılmıyor, yalnızca annesi ve babası onu anlayabiliyor, sesleri deforme ediyor, bir sesin yerine bir başkasını getiriyor ya da düşürme gibi bozukluklar gösterebilmektedir. Peki tipik bir dil gelişimi nasıl olmalı?

6 ay – 7 yaş arasında olan bir çocukta temel düzeyde olması gereken dil becerileri aşağıdaki gibidir.

  • 6-12 aylık bebek “ba ba ba”, “ma ma ma” gibi anlamlı sesler çıkarmaya başlamalıdır.
  • 12 aylık bebek “evet”, “hayır” gibi komutları anlamalı, ismiyle çağırıldığında bakmalıdır.
  • 12-16 ay arasında “dede”, “baba” gibi anlamlı 1-2 kelimesi olmalıdır.
  • 24. ay tamamlandığında 5-10 kelimeli bir kelime dağarcığı gelişmiş olmalıdır.
  • 24-36 ay arasında “bu ne?”, “top nerede?”, “ben kimim?” gibi soruları anlıyor ve anlamlı cevap veriyor olmalıdır.
  • 24-36 ay arasında 2 veya 3 kelimeli cümleler kurabiliyor olmalıdır.
  • 36. aydan sonra kullandığı kelimeler yabancılar tarafından anlaşılıyor olmalıdır.
  • 4-5 yaşında basit bir olayı anlatabiliyor olmalıdır.
  • 7 yaşında karmaşık bir olayı anlatabiliyor olmalıdır.
Çocuğum Her Şeyi Anlıyor ama Konuşamıyor
Çocuğum Her Şeyi Anlıyor ama Konuşamıyor sorusunun cevabını almak ve ayrıntılı değerlendirme için 0542 318 31 71 numaradan bizlere ulaşabilirsiniz.

18 aylık bebeğim konuşmuyor bir anne/baba olarak ne yapmam gerekiyor?

Bebeğin doğru bir dil gelişimi için anne babaların doğumdan itibaren bebeklerine özen göstermeleri ve özel olarak ilgilenmesi gerekir. Çocukla ilgilenmek ve sevildiğini hissettirmek, çocukla sık sık konuşmak, hikaye masal anlatmak, ninni, tekerleme söylemek, nesnelerle ilgili açıklayıcı bilgi vermek, çocuğun işaret ile gösterdiği istekleri onunla konuşarak yönlendirmek, anlatmasını sağlamak , çocuğun fikirlerine değer vermek, anlattıklarını dinlemek gerekir. 2 yaşından önce TV izletmemek, 2 yaşından sonra bir gün içinde 0.5-1 saatten uzun süreyle TV karşısında kalmasını engellemekte fayda var. Yaşıtları ile birlikte oyun oynaması çocuğunun gelişimini pozitif etkiler.  Sizin de çocuğunuzla iletişim kurmak için uygulamanız gereken en kolay yol doğru oyun oynamaktır.

Oyunun önemini

Tüm oyunlar çocukların toplumsal yaşam düzenine ve kurallarına uyum sağlamasını kolaylaştırır. Çocuklar, oyuncaklarıyla oynarken nesnelerin günlük yaşamda kullanımına ilişkin deneyimler kazanırlar. Oyunun doğal süreci içerisinde farklı kavramları ve bilgileri öğrenirler. Oynarken bir yandan da nesneleri eşleştirmeyi, sınıflamayı, benzerlik ve farklılıklarına göre ayırt etmeyi öğrenirler. Nesnelerin rengi, şekli, boyutu, miktarı ve konumları hakkında da ön bilgileri olur. Aynı zamanda, farklı yüzeylere dokunma, farklı tatları ve kokuları tanıma ve değişik sesleri dinleme gibi beş duyunun gelişimine yönelik deneyimler kazanırlar. Oyun çocukların küçük ve büyük kas gelişimini desteklemektedir. Ayrıca, çocuklar oyunlarla yeni sözcükler öğrenir ve kendilerini sözel ya da sözel olmayan yollarla ifade edebilirler. Oyun, çocukların hem alıcı hem de ifade edici dil gelişimlerini desteklemektedir